Hamaldan bozma İkinci el bir koleksiyoncuydu kendi, ikinci
el sebepler biriktirmiş… İçinden ona açılan pencereden izleniyordu biriktirdiği
solmuş sanrılarına yağan naif yağmur.
Hiçbir düş yansımıyordu aynadan… Sanki her şey bizim için yazılmış
kof bir masal, ardışık varlık örgüsüne atılmış bir başka anlamsız ilmek... Kokuşmuş
birer masalız nihayetinde… Sen olmadan bu masal bir şeye benzemez sandım ya… Hayat
bir anekdottan fazlası olmuyormuş sensiz…
Tanrı’ya karşı kürek çekmektir yaşam… Hep birlikte sürüldük…
Dokun bana, sakla göçebeliğimi ruhunda ki vazgeçsin suç ortağım olmaktan o
bakir nihilistik sanrı…
Gördükten sonra seni anlamsızlaştı Tanrı’nın neden kıyas
kabul etmediği düşüncesi… Tekâmülün aşkın bir şey olduğuna karar verdi ruhum
Zeus’a inat…
Boynu bükülmüş, kuralsız bir oyun içinde mahsur kaldık… Sattık
ruhumuzu sonra ikinci el pazarında… Tam bir buçuk adet… Kafamız karıştı… Üşüdük…
O kırılgan sandıkları delinmez postumuzun altında kendimizden
bir parça saklayabilirsek eğer güdemeyeceklerdir bizi...
Ve…
Yeşermiş sanrılar kalacak ellerimizde…
Sonra, sonra yalan söyledik, delirmedik dedik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder