27 Aralık 2016 Salı
Intrinsic
Kuklalar iblis ilahileri söylüyor içimde
Sonsuz varlığa verdiğim söz rencide etti beni
Lekesiz hazlar gibi sessizleştirildi uslu renkler
Arzunun mesnetsiz duvarları yıkıldı bir bir üstüme
Kutsal kitaplara sığmayacak kadar günahkarım
Daha fazla yaratılışın gölgesine saklanmıyorum
Doğrudan yanlıştan bağımsız aramaktı huzur
Karanlığımda, içimdeki gölgeyi arıyorum
26 Aralık 2016 Pazartesi
Kapı / 7
Kapı / 7 Midway
Kaybolmak üzereydim tuttuğum yolun tekinsiz bir yerindeDevinimsellikten uzak bir farkındalıkla soluyordum korkumu
Seher yeline karışan kayıp seslerin ıslıkları gibi
Duvağını kaldırıyordum gizli kapının tahta yüreğinin
Yaşlı ruhumun köklerinde can verdi kırmızı yapraklarım
Kendimden göçüyorum her sonbahar yansımasında
Maskeler yüzlerinde taşıyor gizemin kokusunu
Anlamını bilmiyorum bu umarsız dinginliğin
Sessizliğin ortasında parçalanmış tümceler gibi Tanrı'nın eli
Altıncı mührü açılmış bir iç yıkım gibi anlamını yitirir ışık
Oysa tereddütsüz sığınmak isterdim puslu karanlığına
Kuzey diliyle fısıldayabilseydim kulaklarına tınısını kırgınlığın
Kaosu hakir görecek kadar bilinçdışı davranamaz gölge varlıklar
Kafir putlarla donatacağım içgüdülerimin kara mabedini
Sitemsiz ve şükürsüz gözlerle bakıyorum sıralı olaylar örgüsüne
Kusurlu varlığımı acılarıma ulayacak bir köprü değil artık hüznüm
23 Aralık 2016 Cuma
Slide Away
Ve kalkanını kuşandı gece
parmaklarındaki izler kaldı duvarlarımda
küçüldükçe gerçekler büyüdü düşler
kayıyor ellerimden bu ihmalkar sevda
histerik sayıklamaların ihtiras nöbetlerinde
yok olup giden sevgileri içselleştirdi anlamını yitiren kelimeler
lanetli bütün ibadetlerim
dudaklarımda dilini bilmediğim yakarışlar
çorak topraklarında ölümsüzlüğün
kanadımızdan düştü huzur, yükselmek aşkına
vaktimi bekliyorum usulca
daha bir kasvetli şehir sensiz
daha bir kaybolmuş
taşınmaz oldu kırgınlığın
her imge doğuyor yoksunluktan
içimde puslu bir ıslık
kirli bir senfoni
21 Aralık 2016 Çarşamba
Untitled
Bilince sığmayacak kadar büyük bir tutku bu
gölgeni karanlığımla öldüren
gururu yaralayan kısmi bir sızı
baharlarımız tek renk
kanıyor avuçlarımız vurulurken budalalığımız
nesnesi savruk bir kabulleniş oluyor hayatlarımız
birbirimizi gömüyoruz avuçlarımıza
İçine düşüyoruz parçalanmış gündüz düşlerinin
kanıksadığımız yoksunluklarımızı taşıyor omuzlarımız
özlemini taşıyorum kanatlarımda
gömmeli ruhumu sessizliğine
kimse ol ve dokun benliğimden sızan beyaz lekelere
ruhumda silinmeye yüz tutmuş bir kaç iz
hüznün eflatununu şehre ular düş
platonik aşkın en müfteri mürididir köhne karanlık
dilimizde meraktan bir göç
yollar çok yaşlı, yolcular kırık
kendini incitmişlerin ayini başlamıştır artık
18 Aralık 2016 Pazar
Saplantı
Tecelliyi işlevsiz kılar
bilinçsiz yürünen yolun rastlantısal kaderi
gereksiz açılmış bir parantezin içindeki anlamsız
açıklama gibi
kuzey rüzgarına bulanmış kötürüm bir histeri
aynı anlamı yüklendiğimizi unutacak kadar bulanık
zihnimiz
taşırız heybemizde öncesiz kadim düşleri
o kelimelerin münasebetsiz anlamlarıyla şekillenen
lisanda susmak
kapatır çekim alanından çıkmış bir illüzyonun izlerini
15 Aralık 2016 Perşembe
Kare
Gökkuşağından çiy toplayan bir ressam gibi
Üstümüzde ılık gözyaşları, yitmiş pişmanlığımızın
Doğrunun izdüşümü eğri oldukça, tasdikler ikilemi
Sakıncalı urganlarla bağlar kuşkuyu vicdanı bu sefilin
El yordamıyla keşfettiğim yönsüz yolum tek kalkanım
Bir parçasıydı gülümsemem Tanrı denilen delinin
Ve duvarlarından bir tür şekillenmiş ölüm sızar
aidiyetsiz köhneleşmiş düşlerimin
14 Aralık 2016 Çarşamba
Ritüel
Putlar sessiz ve donuk,
Kendi kehanetinin mabedinden uçur kırlangıçları
İtaatimiz gizemin buyurgan gülüşüne
Hezeyanlarından biri daha arşa yükseldi ve taptı seyyah
Putlar sessiz ve donuk,
Göklere yükselirken eller üzerinde:
İkame edilemeyecek bir hayalin yok oluşu şerefine
Yas töreninde hazır bulundu gerçeklik
Mâbedlerde uyandırdık Tanrı'nın utancını
Görebilir misin ışığın içindeki karanlığı?
13 Aralık 2016 Salı
Bir Çöküşün Anatomisi
Sarhoş ve umursamaz bir kaybolmuşluğa gömülmek
yitip gitmek, henüz gökyüzünün dokunamadığı bir kar tanesi gibi
kendi sınırını yüklenmiş
öfke artık o kadar güçlü değil
tahammül lazım görmezden gelinemeyen kadere
onaylamak zorunda kaldım, kendime rağmen
bana bağışlanmış bütün anlamları
kapandı mütenahi küstahlığımın yaraları
uzandığım her kapının kolu kirli
bir darağacı gerek ötelenmiş düşlere
iblisin kanatları kadar siyah ve ifadesiz
arınmak için fazlaca günahkar içimdeki melek
kaderini kederine kaptırmış bir hilkat garibesiyim
benden kopan her parça biraz lanetli
Kim teselli edecek içimden kovulmuş beni?
iki yol yürümek için fazla değil mi?
der ki özgecil Tanrı;
her şey bir sonuç olarak meydana gelirdi
yazılır bir kenara gölgemin karanlığımdan şikayeti
11 Aralık 2016 Pazar
Dawn
Durakta unutulmuş bir valiz kadar kırgın
incinmiş insan maskeleri
Ben,
tüm lisanlara yabancı bir ketum
cevaplayamadım
gölgeli bilinç bilmecesini
gururum çıplak geziniyor baharda
avuntu düşlerim kanatıyor maskelerimi
doğurganlığının rengine bulanıyor
duvağının rengi
tutunmaya çalıştıkça ahengine, parmaklarım titriyor
bu koridor çok dar,
boğuk haki
içimde dünün ağırdığı gibi
içimde kutsal çilenin demi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)