30 Temmuz 2014 Çarşamba

Kuyu




1.
Bir taklit, bir şarkı
İspat parodisiydi yaşamımın.

2.
Resmedilemeyen kaotik bir anekdottu
Çocukluğum arkaik saf çizgileri

3.
Çakırkeyif bir ruhun üşengeç hayalleri
Temellendiriyordu yıkmak zorunda kalacağım
Duvarımı

4.
Avaz avaz bağıran erdemin
Kati ayak izleriydi yolumuzu kaybetmemizi sağlayacak olan

5.
Çekinik keşfetme isteği karıştı
Kötürüm cesaretimize

6.
Anıların ruhumun tenine bıraktığı
Koca tokat izi olacaktı hayata tavrım

7.
Köhne çıplaklık kadar ağır olacaktı
Kendime anlatmaya başladığım masalın sonu

8.
Hayatın koynuna zorla girmiştim sanki
Tıpkı bir gün toprağınkine zorla gireceğim gibi

9.
Peşimi bırakmadı uzun süre
Röntgenci bilincim,
oyun oynamayı öğrendim

10.
Öyle bir yol ki tutunmaya çalıştığım
Her yıkımın başlangıcı şüphe olacaktı
Bilemedim

11.
Tarifsiz bir yoldu gitmek istediğim
Yol fısıldadı, ben yanlış anladım
Ömrümün yarısına varıp hala bulamayacağım

12.
İzi sürülebilir miydi hislerin?
Anlamsız mıydı düşlerle kovalamaca?

13.
Anlar mıydı bir Turna
Biz “Biz’i” kaybettik

14.
Nasır tuttu ikilemimiz
Sonra sürekli bölünmüş
Bir kimlikle yaşa

15.
Utangaçlığa olan sadakatimiz
Besliyordu paranoyalarımızı

16.
Altının kapıları tamamen kilitli olan bilincimde
çilingir çaresizliği

17.
Ben'i ezmemek içindi kendimle kavgam
Suç ortağım nihilistik bir sanrı

18.
Kendimi uçurumdan aşağı ittim mesela
El salladım sonra usul usul
Üzülmedim

19.
Varlığımı yeryüzünden silmek
Öder miydi vicdanıma olan borcumu?

20.
Ana hatları muallak
Detayları silik bir düş gibi

21.
Yoksa rastlantısal kaosum
Niye sürsün yüzyıllar

22.
Altı yol çıktı karşıma
Her birinde onaltı kusursuz Kapı
 Hakikat?

23.
Gölgem tavaf etmeye başladı
İçimde ki uyurgezer benleri

24.
Çürümüş ruhların afakî acıları sebep oldu
Frekansımızın kaybına

25.
Ütopyalara zulaladım
Düş kırıklıklarımın sebeplerini

26.
Tek travmatik ben miydim
kendine karşı mahremiyeti olan?

27.
İçimde anarşist bir münzevi büyüttüm
Kendi esrikliğine tapınan

28.
Kendine merhamet etmeyecek kadar fazla mırıldanıyordu
İçimdeki çok sesli koro şefi

29.
İçimdeki acil çıkış kapısı açılıyordu deliliğe
Kırdım kapıyı

30.
Sardım bir müsveddeye ağıtlarımı
Paranoya damladı içinden

31.
Kişiliksiz matemim ve ben
Bulma kaygısı olmayan arayışıma karıştı

32.
Cenazesiydi beklentilerin
Bu kabulden ziyade, soluksuz kalan
bükülen zaman

33.
Bilincimde kiracıydı imgelerim
Kovdum

34.
Artık bir imgeyim
Kalacak yeri olmayan

35.
Ne inek, ne tavus kuşu
Karda bir kuşun ayak izlerini takip ediyordum 

36.
Ruhumun sınırının benden yana olan tarafında
Bir iç savaş vardı
Ve ben ölmüyordum

17 Haziran 2014 Salı

Omayra’ya açık mektup








 1.
Senin dünyanda bir nesneydim ben
yavaşça gerçekliği silinen

2.
Köklü bir iradenin seçimiydi
cehennemini ertelemek

3.
Katı bir iyimserlikti
beni seçmeyişinin sorumluluğunu
üstlenmek

4.
Özneler arası yol kadar uzundu
aramızdaki mesafeler

5.
Ahlaksızdı özgürlüğümüz

6.
Esirdi ahlaksızlığımız
duvarımızın arkasına hapsedilen

7.
Ruhuna isterdim yazmak
sana akıttığım gözyaşlarını

8.
Saydam bir ıslıktı sesin
içinde çiy kokusu

9.
Tan seni giyinirdi
Kuşlar bana kırgın

10.
Kayıp bir nergisti kokun
bir tek bana solgun

11.
Çamurdan ruhum bağışlayamadı
kıyılarına vuran korkaklığımı

12.
Sığınacak kuytu bir illüzyon 
hayata açılan penceren

13.
Ben bir algıyım
Senin dışındaki illüzyonlara kapalı

14.
Sebebi ayıklanmış bir inanç
seni içimde muhafaza etmek

15.
Parçalandı gülümsemem
yapıştırmaya çalışman abes

16.
Unutulmaktan solmuş kutsal bir yalandı
gitmememi temenni etmen

17.
Ham imalar yetmiyormuş
gölgeni yurt bellemek için

18.

Göçebe ruhlarımızı biriktirecek 
yeteri kadar kavanozumuz olmadı bizim

19.

Bana 'gitme' demediğinde, kalsaydım
Vaat ettiğim yere gitmedikçe kaybediyorum.

20.

Esrikliğin  gözlerinden akarken
sözlerin Ulukayın'dan yapılma çarmıhtı

21.

Kendime tercih ettiğim tek kişi sendin
senden arta kalanı kendime verdim

22. 

Kâbuslarımız aynıydı
rüyalarımızdan korktum

23. 

Keşke birkaç cümle erken yetişebilseydim sana

24.

Sen yokken koca bir “ben” ile hesaplaştım

25.

Kuzey rüzgârı nasıl da değiştirmiş tenini
zaman, suretini

26.

Koynumdan kalktı hatıralarının cenazesi
iki ardışık hedonist gözlerin

27.

Vasati bir çöp adamın şarkılarıydım
repertuarından men edilmiş

28.

Sessiz ilk hüzündü
içimdeki isyanını bastırmak

29.

Hatalarıma hoyratça saldıracağım irademi
seninle yolcu etmişim

30.

Senden sonra kimliksiz oldum

31.

Benim bilincim çingeneydi
Senin bilinçaltın
Devinemedik

32.

Sinmemişti ilahi artıklar
Yaşam denen travmamıza

33.

Kleptoman olsaydım
Çalardım teninin kokusunu

34.

Hazırlardı evren yolluk
ruhlarımızın göçüne

35.

İnkâr edebileceğimiz kadar
durabilseydik birbirimizin üstünde

36.

Seni aramak isterdim
ayak izlerin labirent

37.

Seni dilenmeme
minnettar tapınaklar

38.

Ve ben neden biriktirdim
açıklanamayan güzergahıma

39.

Kayboluşunu kanıksayacağım,
düşlerimin soluşunu

40.

Geçmişin hafızasından kaynaklanır
bütünsellik denilen eğreti çile

13 Haziran 2014 Cuma

Tespit



naif ve yavan bir yolculuktu
uzun çizilmiş sınırlarıyla
hayatın kötü şakasına maruz kalmış,
bir derinlikten başka bir derinliğe

Bu yolculukta oyun yok
Hissediliyor ürkütücü boşluğu
Algıya nüfuz eden
Sığlık korkusuna istinaden

Yolculukta
eşlik eden ses ile
hükmediliyor kayıtsızlığa
duraklar belirsizleşiyor

hatırlamamaya başladığından beri
 bazı açıklanmayan nedenlerle,
hissetmiyor ruhların kıvılcımlarını
yutuyor ışıltıyı karanlık,

ve bunun ötesinde her şey
bu anlaşılmazlık içinde
deviniyor ve bir fısıltı;

“Cenazesi, tanımlamaya başladığı gündü kendini” diyor.  

11 Haziran 2014 Çarşamba

İltica




Kökleri ruhumun soğuk
İçindeki tohuma gizlenmiş
Gizemi olmayan bilinmezlik

Bir perspektif duyuyorum
geçmişimden
Kat kat boyalı

Sırtlanıyorum  onu
İçime çöküyor varlığım
Yaşam dediğim
Kaybolan acele

Sınırı kutsalsız
Kutsalı ehemmiyetsiz
Bir varoluş
Elbisesi içinde

Karamsarlığımın devraldığım uçurumu içerisinde
Damlalarını gözlerimde biriktirdiğim öz ile
Dilimin kurbanı zihnimin ölümcül yamacında
Yolun anlamsız tarafından
Tek başıma
Ulaşılmaz ve yabancı
Sığındım zor algılanan duyguların
Süreğen ihanetine

30 Nisan 2014 Çarşamba

Çekmece



Yadsırsam yağmurun altında
Kendi gidişimi,
Işitirsem ellerimi
Ayin çiçekleri toplayan,
Öper ruhum
Bir tırtılın kanatlarını,
Yitirdim sonunda
Bana verilen tüm adları
Kaldırımış çatılarımla,
Yük oldu bana
Varlığım,
Kendim arasına
Girdi bozuk sesler,
Kahkası bile insanın
Tebessüm halini
Alıyorsa eğer,

Incinmiş demektir

2 Mart 2014 Pazar

Varlığın Özgül Ağırlığı




Bir sanatçının tasviri gibi ruhum,
ağzına kadar kirli dolu
bir çamaşır sepeti gibi,
hangi göz yaşı temizler
izahı olmayan bir gidişin
kalp dilinde
tercümesini

Geçer kendinden,
Kendinden bile göçen
Biraz göçebe

Biraz hiç!!

19 Ocak 2014 Pazar

Kırılgan



Siyah beyaz bir filme sinmiş
Nergis kokusu kadar
Huzur veriyordu
Var olması fikri
Varlık, bende anlamını yitireli
Epey bir zaman olmuştu
Kusur
içinde kusursuzu barındırandı
Ve benim varlığım
Onun kusursuzluğunun kusuruydu
Varlığımıydı bu kadar değerli olan

Yoksa, uyandırdığı düş’mü?