24 Temmuz 2015 Cuma

Café Müller


Tanrıyı ötekiledik… İnsanın ötekisi... Öznelliğini inkâr ettik… Yetmedi onu sahip olduklarıyla tanımladık… Ya ifa edilen şeylerin bilincinde olmak onu belleğimizin bir parçası haline getirirse?  Kim bilir belki de rasyonel insan ayağı daha az takılan insandı?

Yağmurlu bir günde toprak kokusuna karışmış nergis kokusu çekiyordu bizi, nergisin kendisi değil... Anlayamaz oldu dilimizi cinsiyetler… Kırılgan olmamalıydık, devrilmeliydi önümüze çıkan sandalyeler…

İkilem yoktu hayatta sadece geçmişten bugüne bir çığ gibi üstümüze gelen ve karşılıklı deştiğimiz varoluş sancısı hâlbuki karşı karşıya durmaktansa yan yana durup becerebilirdik birbirimizi kanatmamayı… Kimliksizleşebilirdik.

Dünya’nın trajik gölgesi düştü bilinçlerimize…

Kendimize ihanet ettik…

Bedenlerimizi sevdik…

Tehditkâr totemlerdik hepimiz…

Ve…

Bir bavul dolusu anlamlılık kaldı elimizde…

Sonra dahil olduk dedik, yalan söyledik sonra, yaşadık dedik..

Dedicated to Pina Bausch

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder