31 Ekim 2015 Cumartesi

die Blume des Ostens



Kimse görmüyordu herkesin önünde seni sevdiğimi
Belki de zavallı bir rastlantıya borçluyumdur kederimi
Arkamda hiç bir delil bırakmadan taptım sana
Tekamülden kalma sorulara uyandım
Elinde kendinden başka bir şeyi kalmayan
Yüzünü gözyaşıyla yıkayarak Tanrısını arayan bir meczup gibi
Kaybettim benliğimi hasretinin coğrafyasında


Gecikmiş cümlelerle seslendim sana
Sıkıştım anlamından uzak cümlelerin içinde 
İnat etmiş bir sokak lambası olurum bazen
Karanlık sokaklardaki ayak izlerine
Ya da hatırlanmayacak kadar unutulan, seferi olmayan istasyon 
Tesellisi olmayan bir bakışa sığar mı geçmişimiz?
İnfazı olur hakikatin tek cümlene bağlı düş'üm

26 Ekim 2015 Pazartesi

Lunacy



Çelişkiler miydi itirafları ispat kılan
Yoksa ağırlıkları farklı cümleler miydi erişen iri gölgelere?
Gölgesi yaşlı, küçük bir adam yol verirdi gizlice
O ise bihaber saklıyordu küflü varlığını geceye


Zayıf anı inkar edercesine bir hatıra kodluyordum önündeki belirsizliğe
İlerledikçe aleyhimize delil oluyordu ihmalkar düşler 
Kanıksarız bizden bağımsız bir yokoluşun şuurunu 
İdrakı alıyordu himayesi altına kırık gülüşler

25 Ekim 2015 Pazar

Coalesce



Kapılarının hepsi aynı, düzmece bir şehir gibiydi aşkınlık
Bir müntehir, çürük urganına hayat hikayesini anlatıyordu
Bütün olağan sabahlar gibi yılgın, sıkışıyordu zaman namlusuna   
inanç masalların en acısı oluyordu


Halbuki yeni öğreniyorduk "Bir"in bir parçası olmayı
Yaşlı bir ağacın dibinde can veren isimsiz  bir yaprak 
Tekil bir gözyaşı hayatın köklerine varmadan
Perde arkası bir tezahüre kelepçeleniyorduk

24 Ekim 2015 Cumartesi

Improvisation



Yaşamsal başkaldırıma burnunu sokuyordu Pinokyo
Alice kimlik bunalımında
Rapunzelin saçlarına astım kendimi
Çaresi kim bilir hangi bilincin altında

Covenant



Yaşadıklarımız geri çekiyordu bizi, hayallerimiz ileri
zamanın bütün kıvrımlarına ulanan giz ile örtünüyorduk
Yola inisiye oluyorduk, yol genişliyordu
Küfemizde Delfi kahinlerinin sözleri

Asılmış bir kaç hakikatten yansıyan bir yalınlık oluyordu inanç
Uçurumdan itilmiş gaybın nefesini ensemizde hissediyorduk
Geride yaralı bırakmıyordu histerik çıplaklığımız
Külden bir duvar oluyordu kitabımız, susuyorduk

20 Ekim 2015 Salı

Merewif Trilogy III


3 / Araf




Bir deniz rüyasına uyanmak isterdim kirli gecelerde

Varmıdır acaba bir denizci duası seni bana katacak olan?

Sabahların çiy ile buluştuğu yerde beklerim duyumsamak için hançer kokunu

Göçebe kuşların öykülerini duyarak teselli bulur imkansızlığım 

Bakışlarını kıyılarına zulalayan bir martı olurum, senin evin abis

Kaldıramaz lekeli ruhum bu dinlenmesi zor senfoniyi

Suskun kıyılarının gizemli güzelliği gökkuşağının ardında durur

Bir göl, bir deniz, bir okyanus evim olur

İçime kilitlesem, saklasam seni diner sandım bu travmatik sevda

İsyana kalktı ruhuna çizdiğin yönsüz rota

Silinir yavaş yavaş izlerin ruhumun patikalarından

Kulağına eski bir ağıt fısıldarım

Bir kelebek aşık olur deniz kızına 

Tanrı kelebekleri öldürür

19 Ekim 2015 Pazartesi

Merewif Trilogy II

2 / Yeşil




Yüzünün eskimeyen kısımlarındaki derin çizgiler kaybolsun ellerimde
örtelim üstünü muğlak bakışmaların,imlası umuttan acım huzur bulsun

Bende açtığın yaraların öcünü Tanrı'dan almayı bekleyen yitik ruhumla
Kuşanırım dileklerimle kanattığım düşten maskemi

Boynumdaki ilmeğe doğru süzülen sessizligi asıyordu gözlerinden dökülen cümleler
Bense düşe kalka aradıgım köksüzlüğümün önünde yeniden kırılıyordum kendime

Tanımı yapılmamış sevdanın öznesi oluyordun, yönü kestirilememiş
Bir ağıtın içine  saklanmış olabilir miydi tenin?

Avuçlarının içine saklardın yaralarımı saracak zamanı
Avuçlarından öpmek her yaraya merhem olurdu

Unutamadığım varoluş yankısıyla son yolculuğun huzuru sindi üzerime
Kayboldu miladım, senden gidemedim

Arzunun saydam perdeleri toprağa yayılmış çiy kokusu kadar sarardı beni
Yeşil giyerdin, cennete doğru ilerleyen nehir kıskanırdı

17 Ekim 2015 Cumartesi

Merewif Trilogy

1 / Düş



Tek hüneri olmuştu içimdeki düşçünün suretin
Kimliksizliğin huzurunu gülümsemesinde taşıyan kadın

tüm hayatı bir tebessüme sığdıran anlamlar bütünüydü gözlerin
Sebebiydin bütün güzellemelerin

geçmiş zamanlardan kalma kanıksanmış bir teselli sözcüğü fısıldarsın kulağıma
Uslanır düşümde yarattığım manasız sancı

Limana yalvaran bir denizci kadar münzeviydi sevdan
mülteci bir zamanın heybesinde

Tanrı'ya bile gözdağı veriyordu baştan çıkaran kokun
Kurban ediyordum bir imgeni koynumda

Arsız, acemi bir öykü oluyordu ellerin
Bir dokunuyordun, sonsuz oluyordum...


Şimdi ne zaman öldüm hatırlamıyorum 
gece ve gündüzü aynı tonda bırakıp gittiğinde olmalı