28 Ağustos 2015 Cuma

Kuyu 2




İç savaş bitti
Onaylıyorum kendimi
Teslim oluyorum başağın insafına
Unutmak yok, bilmek gerek
Tohuma indirgenmiş kaderi
Yalın ayak keşişlerin
Ayakkabı kutusuna sakladığı
Tek kavim göçü kadar sade
Patika yollar kadar çetrefilli
İstikamet kadar belirsiz
Çıkmaz sokak kadar huzurlu
Pak zihinlerin mahrem yerleri
Aşkın olmamasına borçluyduk
Anlam bütününün
Diğer parçalarını tamamlamalıydık yaşam hakkının
Geride bıraktığımız zaman
Kendimizle savaştığımız bir benlik çağrısıydı
Sevdim yok ettiğim her şeyi
Sonsuzluğun ötesi içimdeydi
Naçizane bir armağanıydı yaşamın
Uyandırılmak ölüm uykusundan
Sonuydu özgürlük illüzyonunun
İkame ettim illüzyonlarımı
Esaret kokan başkalarınınkiyle
Bildiğim her şeyi yadsımıştı içim

16 Ağustos 2015 Pazar

Rabbit Hole (Cyclical Continuity)




Bittiğimiz yerde başlıyorduk aslında
Aklın tapınağında beşin üzerindeki iki gibi
Işığın hükümranlığının bittiği tünelde
Başlıyordu döngüsel süreklilik

Hangi imge zahiri kanıtıydı varlığın?
Hangi anlamlar simgeleriydi?
Süreklilik ve dönüşümün Baba’sı mıydı Tanrı?
Kim bağlamıştı anlam alanlarını?

Bir şamanın beyaz rutini üzerinde bir lekeydi
Işığa doğaçlanmış yaşam
Lekelerin en temizi
En safı yaşam ezgisinin

Mahşer gününde dalarız uykuya
Bir ayakkabı kutusu içinde
Bütünlük sırasına göre kaybolur
Ayak izleri


Ve kaygısı geçmiş beklenti biter
Açılır kapılar havalandırmak için küf tutmuş Öz’ü..
Savunmasız iç savaşımız acımasızlaşır

Vuruldukça güzelleşiriz

7 Ağustos 2015 Cuma

Precipice



Kederle vaftiz edilmiş yarıçıplak tümceler
Hafifletemedi yükümüz olan utancı
Varlığına kanıt arayan uçurum hançerledi
kötürüm cesaretimizi
Ürperdik bulanık bir belirsizlikle
Yaşam ağacının dallarını yoran kuş kadar
adanamadık özgürlüğe
Sürekli aynı yönü gösteren ölümsüz bir pusula gibi
Yağıyordu üstümüze varlık sancısı
Yama tutmuyordu ruhlarımız
Seyre dalıyorduk yas tutan yaşamı
Islanıyorduk!

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Forsaken


Hangi mavi daha gerçekti, denizin dibindeki mi?
Yoksa gökyüzünde olanı mı?
Bu karışımın neticesi miydi, şeytana melek yakıştırması?
Gizil nedenselliğe dâhil miydi parçalanmış illüzyonlar?
Nasıl terk edilir bir baba, nasıl terk edilir inanç tarafından?
Gaddar zamanda kundakladı yaratıcı özlemi
Lanetli damlalar aktı gözlerimizden
Yüzüstü bıraktık kendimizi
Nehir yatakları doldu gözyaşlarıyla

Kavuşmak içindi bütün akıntılar Tanrı’nın gözyaşlarına!!

4 Ağustos 2015 Salı

Nostalgia


Kaygısız hüzün fısıldadı bize Kronos’un intiharını
Anlamdan yoksun bir beklentisi vardı
Geçmişe ördüğümüz her tuğlanın
Somurtkan lekeler bıraktık yankılanan dünümüze
Sırtlandık soluk yaraları bize miras kalan
Dünün “kesin” yolunda besledik yaşamın kökünü
Üzgün yapraklar gerekçesiydi geri dönmenin son bir öpüş için
Zamanın fısıltısı incitti tutkunun ihtişamını
Davet edilmedi ona ayrılan yere
Usansın hayattan ayıklanmaktan nakarat
Tını ne isterse onu yapalım bu gece
Hüznümüz hissettiğimizin yarısı olsa biterdi bu pazarlık

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Ulak


İçe çöküyor zaman
Işımaya başlıyoruz korkak bir beyit gibi
Aylak yağmurların olduğu yerde
İnkâr etmeliydi kendini takipçiler
Nasıralı oturdu gönül gözüne
Yehuda’dan öteye gitmedi dualar
Uladılar ıssızlığı günaha
Başkası kesinlik kazanmıyor bizim kadar
Gitgide belirsizleşen anlam
Son buluyor yazgının örülüşü ile
Gizil aşktan da bahsedeyim mi birde?
Gerek yok aslında
Ağlar kutsal kitaplar beni anladığında
Kazdık mezarımızı, uzandık usulca
Son dua ile
Bitti rüya!

2 Ağustos 2015 Pazar

Yazgı



Paslanmaz umutlar sakladık geçmişin kesinliğine
Bir miktarda hak edilmemiş yenilgiler
Kendi kaderini kutsadı yaşam ipliğini eğiren
Biz kabiliyet yoksunu cambaz
Gaddar yarınlara dair filtresiz hayallerimiz vardı
Acemi beddualarla kuşatılmış
Akordu bozuk bir yazgı
Sorumsuz bir telaş mıydı yaşam
Gerçekleşmemiş kehanetler mi?


Bakınca penceremizden içeriye çok fazla gördüğümüz geçmiş mi?

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Apologia


Yoksunluğuna dair sezgilerin idrakı,
Mazur gösterir inancı
Ve İnanç tarafından rehin edilmiş ıslak ruhları
Alaycı keder eklenir duygusal çürümemize
Bileklerimizden bağlanırız hayata
Ayaklarımız altında ezilir Hallac'ın döşediği mayınlar
Hangi adla çağırılır geçmiş?
Hangi harita daha çıplaktır?
Aklar mı anıları koşulsuz boyun eğmek
Yoksa yalnız bir tutunma şekli midir?
Kıyılarının arkasına gizlenmiş korkuyla kendini tanımlayan
Kürek mahkûmlarıydık
Erken ulaştık…